Lanete Bürünmüş Tenli Kadın I

-I-

(Gece. Kandiller yanmıştır gökte. Kulenin penceresinden göğe haykıran küskün saçlı, müsahhar, hüzünlü kadın.)

FÜSUN:

        Ah, o ne inanılmaz, efsunlu bir rüyaydı!
        Aylardan mehtap günlerden âlâ'ydı.
        Küskün saçlarımı tararken ellerimle,
        Gördüklerim sudan berraktı.
        Ey gece! Ey koynuma giren sinsi gece!
        Geri getir bana ruhumu sessizce!
        Saflığımı benden çalan o genci,
        İstemiyorum bir kez daha görmeyi!

GECE:

        Ey lanete bürünmüş tenli kadın!
        Bu hayale ancak sen kendin aldandın!
        Hayatını gözlerinin ardındaki düşler üzerine yaşadın.
        Aklını gerçeğe sen kapadın!

FÜSUN:

        Ey laneti üzerime salan gece!
        Sen değil miydin ona inanmamı dileyen,
        Kendimi yok edip onu yüceltmemi söyleyen,
        Onun aşkını bana daim birleten...
        Sen değil miydin ey gece! Durma söyle!

GECE:

        Ey üzerine lanetimi çeken biçare!
        Günahının keçisini arama bende.
        Doğrudur ne söyledinse ancak,
        İraden var senin tanrıdan mutlak!

FÜSUN:

        Gece! Karanlığını al üzerimden!
        İrademi sen çaldın ta en derinden.
        Müsahharım senin o zehirli dilinden,
        Uyan ey güneş! Kurtar beni bu zalimden, 
        Uyan ey güneş, uyan ey güneş, uyan ey güneş!

GECE:

        Tüketme beyhude yere inci nefesini,
        Göremeyeceksin ebedi olarak güneşi.
        Karanlığımın zulmünde geçecek günlerin.
        Kör oldu sanacaksın gözlerin!

FÜSUN:

        Ruhum! Sen ruhumu kör etmişken,
        Sanıyor musun ki görür gözlerim?
        Bedenim lanetine mahkumken,
        Ve dört yanım karanlıkla çevrelenmişken,
        İçine hapsolduğum bu kulede,
        Şu göğün eşşiz güzelliği içinde,
        Gözlerimin ardındaki güneşi saklayamayacaksın benden!

GECE:

        Ey lanete bürünmüş tenli kadın!
        Hayal ömrün hep hayal!
        Geç olmayacak yazılması kabrine adının!
        Bu nasihatimi dikkate al...

FÜSUN:
        Nasihat ha! 
        Şu çürük duvarlar içinde süren yaşamım,
        Asıl nasihat işte budur ey gece!
        Senden sakındığım yok bir canım,
        Durma, alacaksan al gece!

(Kadın gösünü açarak ellerini göğe kaldırır. Kapalı gözlerinden yaşlar peşi sıra dökülmektedir.)


    
    

Yorumlar